NOTERLERLE İLGİLİ BAZI CEZA MADDELERİNDE SON DURUM - TAMER ALGÜL - NOTER

GİRİŞ

 

23 Ocak 2008 günü kabul edilerek 08 Şubat 2008 tarihli ve 26781 Sayılı Resmi Gazete ile yayımlanan 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 1512 sayılı Noterlik Kanununun da bazı maddelerini değiştirmiştir. Bu çalışmamızda Noterlik Kanununun 159 ve 160 maddelerinde ve Ceza Muhakemesi Kanunu 231 inci maddesinde yapılan değişiklik ve bunların sonuçlarını ele alacağız.

 

NOTERLİK KANUNU 159 VE 160. MADDENİN DURUMU

 

5728 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce Noterlik Kanunu;

 

Madde 159 ((Değişik bent: 16/11/19893588/13 md.) 109 uncu maddenin birinci fıkrası uyarınca ortak işlemlere ait gelir gider tutarının ortak hesaba yatırılacak kısmını süresi içinde yatırmayan noterler, birinci defasında 126 ncı maddenin (B) bendi gereğince cezalandırılır ve cezalandırılmalarına konu olan işlemden elde ettikleri ücret ve noter hissesi tutarının tamamı alınarak bankada; Noterlikler ortak cari hesabına yatırılır.

 

ll( Değişik bent: 16/11/19893588/13 md

a)         109 uncu maddenin birinci fıkrası":belirlenen görevleri yerine getirmeyen Noter Odası yönetim kurulu başkan ve üyeleri hakkında fiillerinin derecesine göre Tül Ceza Kanununun 230 ve 240 ıncı madde uygulanır.

 

b)         109 uncu maddenin son fıkrasına aykırı hareket eden noter, (I) numaralı fıkra gereğince cezalandırılır.

 

III Oda genel kurulunca masrafların : notere ödenmesi, hesap bakiyesinin noterlere bölünmek veya gereken yerlere ödenmek üzere bankadan çekilmesi ve buna ilişkin diğer görevlerin yapılması hususunda görevlendirilen noterler, bu görevlerle  kusurlu eylemleri diğer kanunlarca daha az bir cezayı gerektirmedikçe bir yıldan üç yıla kadar hapis ve 500 liradan 2000 liraya kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar.

 

Madde 160 Noterlik dairesinde çalışan katiplerin ve katip adaylarının görevlerinden dolayı işledikleri suçlara iştiraki bulunmayan hallerde noter, bu kimseler üzerindeki gözece denetim görevini yerine getirmediği sabit olduğu takdirde, Türk Ceza Kanununun uncu maddesine göre sorumludur.

şeklinde idi.

 

5728 sayılı Kanunda yapılan düzenleme ile;

 

Madde 355 1512 Sayılı Kanunun 159 uncu madddesinin (II) numaralı fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

 

109 uncu maddenin birinci fıkrasında belirlenen görevleri yerine getirmeyen Noter odası yönetim kurulu başkan ve üyeleri hakkında Türk Ceza Kanununun 257 inci maddesi hükümleri uygulanır.

 

Madde 356 1512 sayılı Kanunun 160 ıncı maddesinde yer alan "230 uncu maddesi hükmüne göre sorumludur" ibaresi "257 ibaresi 257nci maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre cezalandırılır." şeklinde değiştirilmiştir.

 

Yapılan bu değişiklik ile 12.10.2004 tarihli ve 5611 sayılı Resmi Gazete ile yayımlanan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 1512 sayılı Noterlik Kanunu uyumlu hale getirilmiştir.

 

Zira 765 sayılı Türk Ceza Kanunundaki 230 ve 240 ıncı maddeler 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda daha farklı bir hale dönüşmüş ve madde numarası da değişmiştir.

 

GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU

 

765 Sayılı Türk Ceza Kanunundaki :

 

Madde 230 Hangi nedenle olursa olsun memuriyet görevini yapmakta savsama ve gecikme gösteren veya üstünün yasaya göre verdiği buyrukları geçerli bir neden olmadan yapmayan memur üç aydan bir yıla kadar hapis ve bin liradan beşbin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

 

Bu savsama ve gecikmeden veya üstünün yasal buyruklarını yapmamış olmaktan Devletçe bir zarar meydana gelmişse, derecesine göre altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile birlikte süreli veya temelli olarak memuriyetten yoksun kalma cezası da hükmolunur.

 

Her iki durumda memurun vazifesini geciktirmesinden veya verilen buyruğu yapmamasından, kişiler herhangi bir zarara uğramışsa bu zarar ayrıca ödettirilir.

 

Madde 240 Yasada yazılı hallerden başka hangi nedenle olursa olsun görevini kötüye kullanan memur derecesine göre bir yıldan üç yıla kadar hapsolunur. Cezayı hafifletici nedenlerin bulunması halinde altı aydan bir yıla kadar hapis ve her halde ikibin liradan onbin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca memuriyetten süreli veya temelli olarak yoksun kılınır.

 

şeklindeki hükümler 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda 257 maddeye dönüştürülmüştür.

 

Madde 257 (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

 

(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır

 

(3) irtikap suçunu oluşturmadığı takdirde, görevinin gereklerine uygun davranması için veya bu nedenle kişilerden kendisine veya bir başkasına çıkar sağlayan kamu görevlisi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

Kanun koyucu 257 maddenin gerekçesinde:

 

"...Görevi kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için, görevin gereklerine aykırı davranışın mutlaka icrai davranış olması gerekmemektedir.Görevin gereklerine aykırı davranışın, ihmali bir hareket olması halinde de, görevi kötüye kullanma suçu oluşabilecektir.Görevi kötüye kullanma suçunun icrai veya ihmali davranışla işlenmesinin sadece ceza miktarı üzerinde bir etkisi olabilecektir.

 

Bu düzenlemeyle, 765 sayılı Türk Ceza Kanununda yer verilen keyfi muamele, görevi kötüye kullanma ve görevi ihmal suçları ayırımından vazgeçilmiştir...." demek suretiyle görevi ihmal suçunun görevi kötüye kullanma suçuna dönüştüğünü belirtmiştir.

 

5237 sayılı Türk Ceza Kanunundaki bu değişiklik noterlerin haklarında açılan davalarda alacağı cezaları ağırlaştırmış ve bu anlamda denetim ve gözetim görevinin daha da önem kazanmasına neden olmuştur.Zira; çok defa noterlik işlemleri bizzat noterler tarafından değil de noterlik personeli tarafından yapılmaktadır.Keza noter odalarında da işlemlerin yürütülmesi Oda Yönetim kurulu başkanı ve üyeleri denetiminde oda personeli tarafından yapılmaktadır.

 

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 66.maddesi ile dava zamanaşımını da beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl olarak belirlemiş ve 67. maddenin son fıkrasına göre de kesilme halinde, zamanaşımının en fazla yarı müddetle uzayacağını belirterek toplar 12 yıla çıkartmıştır.Oysa 765 sayılı C Kanununda bu süre 5 yıl ve 7,5 yıl idi.

 

ERTELEME(TECİL) T.C.K 51. MADDESİ

Suç türü,ceza miktarı ve zamanaşımı yönünden noterlerin ve tüm kamu görevlilerinin aleyhine dönüşen bu Ceza Kanunu 51. maddesinde düzenlenen Hapis Cezası Ertelenmesi başlığı altındaki madde ise herkes için lehe olmuştur.Çünkü daha önce bir yıl olan erteleme (tecil) üst sınırı 51.madde ile iki yıla çıkartılmıştır.

 

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASIC.M.K.231

 

5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 51 inci maddesindeki erteleme üst sınırının iki yıl ol sına paralel bir düzenleme de yine 08 Şubat 2008 tarihli ve 26781 sayılı Resmi Gazete yayımlanan 5728 sayılı Kanunun 562 maddesinde yapılan değişiklik ile yapılmıştır.

 

Madde 562 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231 maddesinin beşinci fıkrasında yer alan yıl " İbaresi "iki yıl" olarak, maddenin on düncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

 

(14) Bu maddenin hükmün açıklan sının geri bırakılmasına ilişkin hükmün Anayasanın 174 üncü maddesinde kon altına alınan inkılap kanunlarında yer suçlarla ilgili olarak uygulanmaz.

 

Bazı televizyonlarda ve gazetelerde "özel af" olarak adlandırılan ve değişiklik yar. Ceza Muhakemesi Kanunu 231 mad değişiklikten önce şöyle idi.

Madde 231 (1) Duruşma sonucu 232 nci maddede belirtilen esaslara göre

duruşma tutanağına hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır.

 

(2)Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları,merci ve süresi bildirilir.

 

(3)Beraat eden sanığa, tazminat isteyebileceği bir hal varsa bu da bildirilir.

 

(4)Hüküm fıkrası herkes tarafından ayakta dinlenir.

 

(5)Ek fıkra:06/12/20065560 s.K.23.md.)

Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yarıma sonunda hükmolunan ceza bir yıl a daha az süreli hapis veya adli para cezası ise; mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir, Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder.

 

(6)(Ek fıkra:06/12/20065560 s.K.23.md.)

 

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ar verilebilmesi için; sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahküm olmamış bulunması,

 

Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz ünde bulundurularak yeniden suç işlememeği hususunda kanaate varılması,

 

Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunu uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle j namen giderilmesi, gerekir.

 

(Ek fıkra:06/12/20065560 s.K.23.md.)

Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahküm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez.

 

(Ek fıkra:06/12/20065560 s.K.23.md.)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tabi tutulur.Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak;

 

a)Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek ve sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,

b)Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,

 

c)Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur.

 

(9)(Ek fıkra:06/12/20065560 s.K.23.md.) Altıncı fıkranın (c) bendinde belirtilen koşulu derhal yerine getiremediği takdirde; sanık hakkında mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler halinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir.

 

(10)(Ek fıkra:06/12/20065560 s.K.23.md.) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.

 

(11)(Ek fıkra:06/12/20065560 s.K.23.md.) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkümiyet hükmü kurabilir.

 

(12)(Ek fıkra:06/12/20065560 s.K.23.md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına İtiraz edilebilir.

 

(13)(Ek fıkra:06/12/20065560 s.K.23.md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.

 

(14)(Ek fıkra:06/12/20065560 s.K.23.md.) Bu maddenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümleri, soruşturulması ve kovuşturması şikayete bağlı suçlarla ilgili olarak uygulanabilir.

 

5728 sayılı Kanunda yapılan değişiklik sonucu Ceza Muhakemesi Kanunu 231 maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair cezalarda üst sınır iki yıla çıkartıldığı gibi şikayete tabi suçlar dışındaki suçlara uygulanma olanağı sağlanmıştır.

 

Madde metninden de anlaşılabileceği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı hakimin takdirine bırakılmıştır.

 

Yine 01 Mart 2008 tarihli ve 26803 sayılı Resmi Gazete ile yayımlanan 5739 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ile Disiplin suç ve cezaları hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı ve 3 üncü maddesi ile de Terörle Mücadele Kanununun 13 üncü mad değiştirilerek Terörle Mücadele Kapsar giren suçlarla ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanunu 231 inci maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ili karar verilemeyeceği düzenlenmiştir.

 

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ne kadar hüküm safhası ile İlgili olduğu Ceza Muhakemesi Kanununda yer almakta ise de, bir çeşit örtülü af veya ertelemeye benzer bir nitelik taşımaktadır. Bu nedenle benzer durumların Ceza Kanunu içerisinde yer alması nedeni ile Ceza Kanunu düzenlemesi gibi değerlendirilip değerlendirilmeyeceği konusu kanaatimce hukuki bir boşluk olup, bunun Yargıtay içtihatları ile doldurulması gerekir. Bu konu ise, Ceza Kanunu hükümlerinin geriye yürütülmemesi nedeniyle açılmış ve hakkında karar verilip hükmün açıklandığı davalarda önem taşımaktadır.

 

SONUÇ

 

Noterlerin görevini kötüye kullanma suçlarından yargılanması ile ilgili davalar 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 765 sayılı Türk Ceza Kanununa kıyasla verilecek ceza ve uygulanacak zamanaşımı bakımından tüm kamu görevlilerinde olduğu gibi noterlerin durumunu da ağırlaştırmıştır.

 

Ancak; bu davalarda uygulanacak cezaların büyük çoğunluğu iki yıl ve daha az cezayı gerektiren suçlardır.

 

Bu nedenle hem Ceza Muhakemesi Kanunu 231 inci maddesinde yazılı bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını isteme, hem de Türk Ceza Kanununun 51 inci maddesinde yazılı bulunan verilen cezanın ertelenmesini isteme hakkı olup, haklarında dava açılan noterlerin bu maddelerin uygulanmasını talep etmelerinin yararlarına olacağını düşünmekteyim.

 

 

KAYNAKÇA

 

11512 sayılı NOTERLİK KANUNU

25237 sayılı TÜRK CEZA KANUNU

3755 sayılı TÜRK CEZA KANUNU

45728 sayılı TEMEL CEZA KANUNLARINA UYUM AMACIYLA ÇEŞİTLİ KANUNLARDA DİĞER BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

 

55271 sayılı CEZA MUHAKEMESİ KANUNU

6 5739 sayılı ÇEŞİTLİ KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

7 YENİ TÜRK CEZA KANUNU. (NİYAZİ GÜNEYKENAN ÖZDEMİRYUSUF S.BALO)

 

Kaynak: Türkiye Noterler Birliği Hukuk Dergisi Sayı : 139  15 Ağustos 2008 Sayfa : 56