ALACAĞIN DEVRİ (TEMLİKİ) - İZMİR NOTER ODASI

 

6098 sayılı Yeni Türk Borçlar Kanununda “Alacağın Devri” başlığı ile beşinci bölümde düzenlenmiştir:

 

A.Koşulları

1.İradi devir

1.Genel olarak

MADDE 183- Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir.

Borçlu, devir yasağı içermeyen yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı devralmış olan üçüncü kişiye karşı, alacağın devredilemeyeceğinin kararlaştırılmış bulunduğu savunmasını ileri süremez.

2.Şekli

MADDE 184. Alacağın devrinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlıdır.

Alacağın devri sözü verme, şekle bağlı değildir.

2.Yasal veya yargısal devir ve etkisi

MADDE 185- Alacağın devri kanun veya mahkeme kararı gereğince gerçekleşmişse, bu devir özel bir şekle ve önceki alacaklının rızasını açıklamasına gerek olmaksızın, üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir.

TEMLİK SENEDİNDE BULUNMASI GEREKENLER:

Alacağın devri öncelikle yazılı şekilde yapılmalıdır.

Temlik engelinin bulunmaması gerekir.

Temlik işleminde tarafların medeni haklarını kullanma ehliyetlerinin varlığı aranmalıdır.

Temlik eden ve temlik edenin tasarrufa yetkisi olmalıdır.

Açık bir şekilde belirtilen alacak (temlik bedeli veya bu bedelin azami haddi mutlaka Gösterilmelidir. (488 sayılı D.V Kanunu 11. Madde)

Açık bir şekilde temlik etme iradesi

Temlik edenin imzası bulunmalıdır. Temlik edilenin imzası şekil şartından değildir.

Temlik senedinde tarih atılmamış ama notere onaylatılmışsa, buna ilişkin yatırılan harç makbuzundaki tarih temlik tarihi olarak kabul edilir. Alacağın temliki bir sözleşme olduğundan, temlik yeri sözleşme yeri olacağından herhangi bir ihtilaf halinde davanın açılacağı yer mahkemesi tayini konusunda, somut duruma göre, temlik yerini belirtmek faydalı olabilir.

TEMLİK KONUSU:

Tüm alacaklar temlik konusu olabilir, ancak kanun, sözleşme ve işin niteliğinin uygun olması gerektiği hususları gözetilmelidir. (Türk Borçlar Kanunu 183.m.) alacağın temliki bir hukuki işlem olduğundan genel hükümler gereğince, temlik konusu alacak kamu düzenine, genel ahlaka, kişilik haklarına aykırı olamaz.

Bir alacağın temlike konu olabilmesi için temlik edenin tasarrufunda bir alacak varlığı yeterlidir.

Doğmuş ya da doğacak bir alacak devredilebilir. Bir başka değişle henüz var olmayan bir alacağın temliki de mümkündür. Devre konu alacağın hukuki sebebi muaccel olup olmadığı da önemli değildir. Özetle kanun veya işin niteliğinin devri yasakladığı durumlar hariç kaynağı ne olursa olsun her alacak hakkı devredilebilir. Borçlunun bilgisi, katılımı aranmaz. Alacağın ödenmesini isteme hakkı, temlik edilene yani devralana geçer.

TEMLİĞİN HÜKÜMLERİ:

Temlik genel olarak borçlunun rızasının aranmadığı bir işlemdir. Fakat borçlunun iyi niyetle borcunu ödeyip borçtan kurtularak temlik alanın mağdur olmasının önüne geçmek için borçluya temlik işleminin haber verilmesi gerekmektedir.

Aksi halde temlik alan borçluya alacağı için başvuramaz, borçlu iyi niyetle borcunu ifa etmiş, böylece borçtan kurtulmuş olur ve buna dair itirazım ileri sürebilir (B.K. 186)

Ayrıca eğer alacağın kime ait olduğuna dair çekişmeli bir durum varsa borçlu borcunu ifadan kaçınıp, mahkemeye başvurup belirlenen tevdi yerine borcunu yatırarak borçtan kurtulabilir (B.K. 187) Fakat çekişmeye dair mahkemeden henüz bağlayıcı bir sonuç çıkmamış ve borç muaccel olmuşsa, her bir alacaklı borçluyu ifaya zorlayabilir. (Y.T.B.K.187 devamı)

-Borçlunun önceki alacaklıya karşı savunmaları, temlik edilene karşı da ileri sürebilir: Zamanaşımı defi, ibra ... Borçlu takas isteyebilir (Y.T.B.K. 188)

-Alacağın tamamı temlik edilmişse, temlik ile alacağa bağlı fer’i haklar da geçer, buna faiz de dahildir.

-Alacağın temliki ile alacağa ilişkin bilgi ve belgeler temlik edilene verilmekle yükümlüdür. (B.K. 190)

Bir alacak kanun veya işin niteliği gereği temlik edilemeyeceği gibi bazen alacaklı ve borçlu arasında yapılan bir sözleşme ile temliki engellenmiş olabilir.

KANUN İLE TEMLİKİ MEN EDİLEN ALACAKLAR;

1-Hasılat kiracısının kullanma hakkı (B.K366)

2-Ödünç (Ariyet) alanın kullanma hakkı (B.K m380)

3-Bizzat çalışma borcu (sözleşme veya durumun gereğinden aksi anlaşılmadıkça)

(yukarıdaki alacaklar ancak borçlunun muvafakati ile istisnai olarak temlik yapılabilir.)

4-Ölünceye kadar bakım sözleşmesinde bakım alacaklısının hakkı (B.K619)

5-Karşı tarafça henüz kabul edilmemiş manevi tazminat hakkı, karşı tarafın kabulü ile temlik edilebilir. (Türk Medeni Kanunu 25/4)

6-Emekli aylığının üç aylık tutarından fazlası ve emekli ikramiyesi (5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanununun 6311 Sayılı Kanunla değişik 120/1 maddesi

7-İşçi aylıklarından lA ünden fazlası (İş Kanunu 35. Madde)

8-Nafaka borçları ve çalıştırılan işçilere ait sigorta prim borçlarına ilişkin alacaklar SGK tarafından bağlanacak maaş, yardım gibi gelirler temlik edilemez.

9-Miras payını 3.kişiye devreden, mirasın paylaşılması talebi hakkını bu kişiye temlik edilemez.

10-Kiracı, finansal kiralama konusu maldaki zilyetliğini bir başkasına devredemez. (3226 Sayılı Finansal Kiralama Kanunu 15. Maddesi) Finansal Kiralama Kanununun 15. Maddesine 2 fıkra eklenerek 5582 Sayılı Konut Finansmanı Sistemine İlişkin kanun gereği yasak kısmen kaldırılmış, devir işleminin bazı hallerde yapılabileceği hükme bağlanmıştır: Tüketicilerin konut edinmesine veya yatırımlara finansman sağlayan finansal kiralama işlemlerin, kiracının kiracılık sıfatını ve/veya sözleşmeden doğan hak ve/veya yükümlülüklerini, kiralayandan yazılı izin almak kaydıyla devri ile konut finansmanı kapsamında yapılan finansal kiralama işlemlerinde kiracının, kiralayana bilgi vermek, diğer finansal kiralama işlemlerinde ise sözleşmede hüküm bulunmak kaydıyla finans, kiralama konusu malın zilliyetliğinin bir başkasına devri, mümkündür.

Finansal kiralama sözleşmesindeki kiracı değişikliğinin yeni kiracının ikametgahı noterliğinde tescili gerekir.

Finansal kiralama sözleşmesinin gerek kiralayan, gerek kiracı tarafından devri ile ilgili işlemlerde harç ve damga vergisi istisnası yoktur. (TNB.2007/51 Genelge)

İŞİN NİTELİĞİNE DAYANAN TEMLİK ENGELLERİ;

Bir alacağın temlikine engel bir kanun hükmü bulunmamasına rağmen, bazen işin niteliği temlike engel oluşturabilir.

Bir borç ilişkisinde alacak hakkı ile alacaklının kişisel özellikleri arasında yakın bir bağ varsa, alacağın temliki işin niteliği gereği temlike engel teşkil eder. Bu durumda borçlunun başkasına ifada bulunmamakta haklı bir menfaati vardır ve alacağın temlikinin geçersizliğini ileri sürebilir.

Dernek üyelerinin üyelik ilişkisinden doğan hakları, vekalet hakkında müvekkilin vekilden işi görmesini isteme hakkı, rekabet yasağı sözleşmesine uyulmasını isteme hakkı, nafaka alacağı hakkı, ana-babanın çocuk malları üzerindeki yararlanma hakkı gibi haklar temliki mümkün olmayan alacaklardır.

SÖZLEŞME İLE KABUL EDİLEN TEMLİK ENGELLERİ;

Temlike kanunen veya işin gereği bir engel bulunmamasına rağmen, alacaklı ve borçlu aralarında yaptıkları bir anlaşmayla alacağın temlik edilemeyeceğini kararlaştırabiliıier. Bu gibi durumlarda temlik yapılamaz. Temliki engellemek için tarafların yaptıkları bu anlaşmaya “Temlik edilememe anlaşması” denir. Alacağın devri sözleşmesi yazılı şekilde yapılması gerekmekte iken temlik edilememe anlaşması şekle tabi olmaksızın da yapılabilir. Temlik edilmemeyi belirtmeyen yazılı bir borç ikrarına güvenerek alacağı devralmış olan üçüncü kişiye karşı borçlu, alacağın temlik edilemeyeceğinin taraflarca kararlaştırılmış olduğunu ileri süremez.(Türk Borçlar Kanunu m.183)

ALACAĞIN TEMLİKİNİN ÇEŞİTLERİ:

Rızai temlik:

Alacağı temlik eden ile temlik alan arasındaki bir sözleşmeye dayalı olarak gerçekleşen bir temlik yöntemidir. Alacağın tamamın devredileceği gibi bir kısmı da devredilebilir. Alacağın bir kısmı devredilecek ise alacağın bölünebilir olması gerekir. Alacağın bir bölümü devredildiğinde iki bağımsız alacak meydana gelir, Bu alacakların hukuki geçerliliği aynıdır. Ancak, devir eden ile devir alan aralarında hangi alacağın önce ödenmesi gerektiğini anlaşarak kararlaştırabilirler.

Borçlar Kanunu hükümlerine göre, alacağın belirlenebilir olması temlik için yeterlidir miktarının belirsiz olması alacağın temlikine engel değildir.

Ancak 488 Sayılı DV Kanununun II. maddesinde “cari hesap şeklinde açılan kredilerle, her türlü ikrazata ait taahhütname ve mukavelenameler ve bunların temlik, yenileme, devir ve değiştirilmesine müteallik bütün kağıtlarda ve keza talep edilenlerin (alacakların) devir ve temlikine ilişkin mukavelename ve temliknamelerde ikraz veya temlik edilen para miktarının veya azami haddinin gösterilmesinin mecburi olduğu” hükmü yer almaktadır.          

Alacağın devri sözleşmesinde ilgili kanun gereği mutlaka bir değer yazılmak zorundadır.

Kanuni Temlik:

Kanuni temlik bir hukuki muameledir herhangi bir şekle de bağlı değildir. Kanuni temlikte alacaklının rızasına dahi gerek olmadığı gibi, ayrıca bir hukuki işlem yapılmasına dahi gerek bulunmamaktadır. Kanun hükmü gereği bir alacağın diğerine geçmesi kanuni temliktir. Ölüm olayının gerçekleşmesi halinde murise ait alacakların mirasçılara geçmesi gibi. Burada alacaklar, kanun gereği olarak kendiliğinden devredilmiş olmaktadır.

Kazai Temlik:

Alacağın bir mahkeme hükmü ile temlik edilmesidir. Kazai temlikte alacaklının rızasına gerek olmadığı gibi, ayrıca bir hukuki işlem yapılmasına da gerek bulunmamaktadır.

Alacak tamamen yargıç karan ile geçer. Herhangi bir şekle bağlı değildir devredenin iradesi aranmaz Dolayısıyla Kazai temlik gerçek anlamda bir alacak devri değildir. Çünkü ortada bir sözleşme yoktur.

Örneğin mirasçılar(iştirak halinde) mirasın taksiminde anlaşamadıkları için mahkemeye başvurup taksimin hakim tarafından yapılmasını talep ettiklerinde talep üzerine payları taksim edip mirasçılara tahsis eder. Hakimin tahsis ettiği bu paylar içinde bulunan alacaklar mirasçıya mahkeme hükmüyle devredilmiş olur.

Yargıcın değil fakat başka bir resmi makamın (icra dairesinin) karan ile de alacak devredilebilir icra memuru hacze iştirak eden bütün alacaklıların rızası ile borçluya ait bazı alacakları onlardan birine veya hepsine devredebilir. (İ.I.K. Md.120)

ALACAĞIN TEMLİKİNDE GARANTİ VE KAPSAM:

İvazsız yani bir edim karşılığı yapılmayan veya kanun gereği olan temliklerde alacaklıya yükletilecek garanti yoktur.

İvazlı yani bir edim karşılığı yapılan temlikler de temlik eden, işlem sırasında alacağın ve borçlunun ödeme gücünün var olduğunu garanti etmiş olur. (B.K.191) Garanti kapsamı şöyledir. (B.K. 193): “1. İfa ettiği karşı edimin faizi ile birlikte geri verilmesini. 2. Devrin sebep olduğu giderleri. 3. Borçluya karşı devraldığı alacağı elde etmek için yaptığı ve sonuçsuz girişimlerin yol açtığı giderleri.4. Devreden kusursuzluğunu ispat etmedikçe uğradığı diğer zararlarını.” Alacaklı, borcuna karşılık bir alacağını temlik ediyorsa, söz konusu miktarın belirtilmesi gerekir. Şayet belirtilmemişse, temlik alan borçludan aldığı ya da gerekli özeni gösterseydi alabileceği miktarı alacağından mahsup eder.

TEMLİKNAME İŞLEMLERİNE YÖNELİK GENEL YAZI, GENELGE VE SAİR BİLGİLER:

Alacağın temliki işleminin tebliği: Temlikname sözleşme şeklinde yapılmışsa temlik borçlusuna, tek taraflı taahhüt şeklinde yapılmışsa hem temlik borçlusuna hem dd temellük edene tebliği yerinde olur. Ancak temlik eden veya temlik edilen, kendilerinin bu bildirimi yapacakları beyanında da bulunabilirler. O takdirde noter ilgililerin beyanını alarak tebliğ yapmayabilir. (Genel Yazı 2000/21)

Temlikname ile birlikte tebligatta yapılıyorsa, işlemden hem nispi temlik harcı hem de tebliğ edilecek muhatap adedince maktu tebliğ harcı tahsil edilmelidir.

Temliknamede temlik edilen alacak miktarı gösterilmelidir.

Alacağın temlikinin ivazsız da yapılabileceği : Fiil ehliyeti yönünden temlikin ivazsız olması halinde devir alanın yani temellük edenin mümeyyiz olması yeteriidir. Temlik ivazlı ise, devir alanın kanuni temsilcisinin izin veya icazetine de ihtiyaç vardır. (M.K.m. 16). (1992/44)

Ancak kendisine yasal danışman tayin edilmiş kimse, temlik sözleşmesini yalnız başına yapmaya yetkilidir. Çünkü temlik M.K.429’a göre yasal danışmanın katılmasını gerektiren işlemlerden değildir.

Ancak temlik ivazlı yapıldığı anda her ne kadar temellük eden bir hak veya şeyi temellük etmişse de diğer taraftan bu temellük ifa nedeni olduğu için, yani ivazlı olduğu için temellük edenin zarara uğrama sonucunu doğurabilir. Bu nedenle temellük eden sınırsız ehliyetsiz ise ivazlı temlik işleminde kanuni temsilcisinin izin veya icazetine gerek doğar. Ancak sınırsız ehliyetsizlerin kanuni temsilcisi ivazsız bir temlikin kabul edilmesini men edebilir. (TBK.m.287)

Ayrıca ivazsız temlikte bile temellük edenin ayırım gücüne sahip olması şarttır. Temyiz kudreti bulunmayanlar, yani tam ehliyetsizler hiçbir temliki kabul edemez. (M.K. m 14 ve 15)

Borçlu alacağın temliki sözleşmesinin tarafı değildir. Ancak alacağın temlikindeki borç ilişkisi, üçlü borç ilişkisidir. Alacağın temliki borçlunun durumunda hiçbir değişiklik meydana getirmemektedir. Daha önceki muamelede pasif durumda olan borçlu alacağın temlikinde de pasif durumdadır. Böylece alacağın temliki esnasında ehliyetini kaybeden borçlu yinede borcunu ödemek zorundadır, Yeter ki temlikten önceki borçlandırıcı hukuki muamelede tam ehliyete sahip olsun, Eğer bu esnada da (temlikten önceki hukuki muamele esnasında) ehliyeti yoksa veya ehliyeti sınırlıysa, temlik işlemi yapıldığında bunu bir itiraz olarak öne sürebilir.

Ayrıca temlik ivazlı olarak yapılmışsa, devreden temlik tarihinde alacağın varlığını garanti etmiş sayılır. Temlik ivazsız yapılmış ise, temlik eden temlik tarihinde alacağın mevcut olmaması nedeniyle sorumlu tutulamaz.

Dava konusunun devri: Türk Hukuk sisteminde davanın devri (temliki) yoktur, dava konusunun devri (temliki) mümkündür. Dava konusunun temliki işleminde usul hukuku yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre, maddi hukuk yönünden ise yapılacak işlemin ilgili olduğu yasa maddesi uygulanacaktır.

Dava konusunun devri, devir edilebilir bir hakkın bulunması ile mümkündür. Davanın konusu bir alacak ise bu alacak hakkı temlik edilebilir. (1990/54) Alacağın temliki sözleşmesinin konusu mutlaka bir alacak hakkı olmalıdır.

Esasen sırf bu nedendir ki alacağın temliki borçlar hukukunda düzenlenmiş sözleşmeye dayalı bir işlemdir. Ayni hakların alacağın temliki sözleşmesiyle temliki mümkün değildir. Mesela bir taşınmaza bağlı istihkak davası hakkı veya haksız saldırının önlenmesine ilişkin talep hakkı (MK.683/1-11) ya da tapu kütüğünün düzenlenmesine ilişkin talep hakkı (MK. 1025) temlik edilemez. Ancak ayni haklardan kaynaklanan alacaklar alacağın temliki ile temlik edilebilir. Mesela rehinli alacakların temliki gibi.

Müteselsil alacaklılardan biri de alacak hakkını temlik edebilir. Bu durumda, temellük eden kişi diğer alacaklılarla birlikte müteselsil alacaklı niteliğini kazanır. Ayrıca alacağın toptan temliki

ve alacağın kısmi temliki de mümkündür. Burada önemli olan temlik konusu alacağın TBK.m.183. maddesine aykırı olmamasıdır.

Alacağın temlikinin kapsamına gelince; bir alacak hakkı temlik edildiğinde bunun kapsamına, sadece asıl hak değil, buna bağlı yani alacak hakkına bağlı feri haklar, rüçhan hakları, inşai haklar, faiz ve teminat hakları da girer. (TBK.m. 190)

Devlet memurlarının maaşlarını 3. şahıslara temlik edebilecekleri ( Borçlar Kanunu 183 ve devamı maddelerindeki genel hükümler çerçevesinde ) (1997/60)

Emeklilik ikramiyesi temlik edilemez (Şahısların, emekli olduklarında kendilerine ödenecek emekli ikramiyelerini, aldıkları kredinin teminatını teşkil etmek üzere bankaya devir ve temlik etmelerinin 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’nun 120. Maddesi gereğince mümkün olmadığı ve dolayısıyla bu kabil temliknamelerin noterliklerde yapılamayacağı)

Emekli Maaşının Üç Aylık Miktarını Aşan Temlik:

5434 sayılı Emekli Sandığı kanununun 120. Maddesinin son fıkrasına göre, temlik belgesinin verildiği günden başlamak üzere üç aylık süre sonuna kadar devam eden dönemde doğan aylıkların temliki geçerli, daha sonraki döneme ilişkin olanlar geçersizdir. Emekli maaşını konu eden temlik, yukarıda belirtilen miktarı aşarsa geçersizdir. Taraflar arasındaki sözleşmede veya işçiye üçüncü kişiler arasındaki sözleşmeyle bu hükmü bertaraf etmek geçersizdir.

İşçi Ücretinin Saklı Kısmı:

4857 sayılı İş Kanunu’nun 35.maddesinde “işçilerin aylık ücretlerinin dörtte birinden fazlası başkasına devir ve temlik edilemez” hükmü yer almıştır. “Bu hükümle işçilerin ücretlerini temlik suretiyle bundan mahrum kalmaları önlenmek istenmiştir.” İşçi ücretleri hakkındaki bu kanun hükmü kamu düzenindendir. Taraflar arasındaki sözleşmede veya işçiyle üçüncü kişiler arasındaki sözleşmeyle bu hükmü bertaraf etmek geçersizdir.

İş Verenin Hizmet Akdinden Doğan Alacakları:

TBK.395’e göre işveren, işçiye karşı sahip olduğu alacak hakkını ilke olarak üçüncü bir kişiye temlik edemez. Ancak işveren, işçiye karşı sahip olduğu alacağını, işçi ile arasında, hizmet hakkının temlikini geçerli kılan (sağlayan) bir sözleşmenin bulunması halinde temlik edebilir.

İflas masasına yatırılan bir alacak iflas eden tarafından temlik edilemez; temlik edilirse kendisi dahil hiçbir taraf hakkında bir hüküm ifade etmez. İflas eden iflas masasına yatırılan alacaklarında ancak iflas idaresinin muvafakatiyle tasarruf (temlik) edebilir. Aynı zamanda haczedilmiş bir alacak üzerinde alacaklının hiçbir tasarruf yetkisi yoktur. (İKK.nı.86/111)

Hukuki ilişkinin niteliğinden dolayı temliki mümkün olmayan alacaklar:

Bazı alacaklar, alacaklının şahsına sıkı sıkıya bağlıdır ve ancak kendisi tarafından kullanılabilir. Bu gibi alacakların temliki halinde, alacağın türü, konusu yada amacı tehlikeye uğrar. Bu yüzden hukuki işin niteliği icabı bu gibi alacakların temliki mümkün değildir. İşin hukuki niteliğinden dolayı alacağın temlikinin mümkün olup olmadığı hakimin takdirine bırakılmıştır.

MK.364. maddesi hükmüne göre “Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.” Nafaka hakkı, işin niteliğinden dolayı temliki mümkün olmayan alacaklara verilen klasik bir örnektir. Nafakadan amaç, aile üyelerinin korunmasıdır. Kanun koyucu tarafından öngörülen bu amaç nafakanın temlik etmesiyle bozulur veya tehlikeye uğrar.

Faktoring şirketleri ile müşterileri arasında imzalanan faktoring sözleşmelerine ilişkin olarak düzenlenen ve alacak hakkının faktoring şirketlerine devrini sağlayan temliknamelere,

damga vergisi istisnası uygulanması gerekir. Faktoring muamelesinden kaynaklanan borcun dışında genel mahiyetli borçlara ilişkin düzenleme ihtiva eden temliknamelere de damga vergisi istisnası uygulanması gerekir. (2007/5)

Finansal kiralama sözleşmelerinin teminatı olmak üzere finansal kiralama şirketi ile kiracı arasında düzenlenecek temlik sözleşmeleri ve bu kağıtlara ilişkin işlemler damga vergisi ve harçtan istisna edilecektir. 2016/5 sayılı genelge

Kira bedeli alacağının temliki sözleşmesi: (2000/6)

Takip konusu alacağın temliki:

Alacaklı borçlunun rızası olmaksızın takibe konu alacağını üçüncü kişiye temlik hakkına sahiptir. Takip konusu alacağın temlikinde yazılı şekil şartı; icra dairesine temlik beyanını içeren bir dilekçe verilerek veya takip dosyasına yazılı beyanda bulunulmak sureti ile gerçekleştirilebilir. Takip konusu alacağın borçlusuna, temlik keyfiyeti yazılı bir bildirim ile iletilir. Bu bildirimin amacı, borçlunun eski alacaklıya haricen ödemesini önlemektir.

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinde Bakım Alacaklısının Hakkı:

Türk Borçlar Kanunu 619. Maddesine göre alacaklı taraf bakım sözleşmesinden doğan alacağım üçüncü kişiye temlik edemez.

Spor Kulüplerinin Spor Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim haklarından doğan alacakları haczedilemez, devir ve temlik edilemez ( Kamu kurum ve kuruluşlarına ait alacaklar hariç olmak üzere, spor kulüplerinin Spor Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim haklarından doğan alacakları haczedilemez ve bu alacaklar devir ve temlik edilemez) Anılan yasal düzenleme nedeniyle, spor kulüplerinin Spor Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim haklarının devir ve temliki hukuken mümkün değildir (6215 s. Kanunla yapılan değişiklik) (Genel yazı 2011/42 ve 50)

İhracat akreditifleri ile ilgili temlikler, ihracat muameleleri kapsamında mütalaa edilmediğinden vergi, resim ve harç istisnasından yararlanamaz. (1984/31)

İhracat bedellerinin bir diğer firmaya veya bankaya temliki halinde bu işlemin vergi, resim ve harç muafiyetinden yararlanmaması gerekir. (1985/58)

İhracat döviz kredilerine karşılık bankalara yapılan temlik işleminde istisna uygulamasından doğan problemler.

(Genel yazı 2002/100) * İhracat ve yatırımlarda damga vergisi ve harç istisnası uygulamasından yararlanacak temliklerde aranacak şartlar ve istenecek belgeler (1991/15)

İhracatı teşvik belgesine istinaden kullanılacak olan döviz kredisinin teminatını oluşturmak üzere noterde düzenlenecek temlikname, damga vergisinden ve harçtan istisna edilmiştir. (1989/61)

TEMLİKNAMELERİN NOTERDE DÜZENLENMESİNİN GEREKLİ OLDUĞU DURUMLARA ÖRNEKLER:

(1)

Temlik işlemlerinin resmi şekilde yapılması mecburiyeti yoktur. Temlik muamelesinin geçerli olması için, temlik edenin rızasının olması yeterlidir. Bir sözleşmenin noter tarafından tescil edilmesi, geçerlilik şartı değil, “ispat şartıdır. Bu sebeple, notere tescil ettirilmeyen sözleşme veya temlikname geçerlidir. Ancak, Temlik senedinin “resmi şekilde” (noter marifetiyle) yapılmadığı bir davada Yargıtay; “ imza ve tarihin resmi makamlarca tasdik edilmediği ve temlik eden kişi davada taraf olmadığından temlik alanın, temlik belgesindeki imzanın temlik eden yükleniciye ait ve içeriğinin doğru olduğunu kanıtlaması gerekir” hükmünü vererek, iddia eden tarafa ispat külfeti yüklemiştir (15.HD, E:2009/203, K:2010/94). Başka bir davada ise; İdare, temlik sözleşmesinin varlığını kabul etmiş, ancak, sözleşmenin (temliknamenin) noter tasdikli olmaması sebebiyle güven duygusu oluşturmadığını ileri sürerek, geçersiz sayılmasına karar vermiştir.

Danıştay, idarenin bu kararım isabetli bulmamıştır (4.Daire, E:2006/774, K:2006/1888). (Kamu İdarelerinin Borçlu Taraf Olarak Yer Aldığı Sözleşmelerde Alacağın Temliki 14 SAYIŞTAY DERGİSİ. Sayı:80)(2)

Merkezi Yönetim Harcama Belgeleri Yönetmeliği; merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin yapacakları harcamalarında ödeme belgesine bağlanacak kanıtlayıcı belgeleri ve bunlardan bu yönetmelikte düzenlenmesi gerekenlerin şekil ve türlerini kapsar. Yönetmeliğin Ş.maddesinin lı fıkrasında noterce onaylanmış temliknameden bahseder: h) Herhangi bir alacağı temellük eden kişilere yapılacak ödemelerde, noterce onaylanmış alacak temliknamesi...

Demek suretiyle Kamu İdarelerinden olan bir alacağı temellük eden kişilere ödeme yaparken noter onaylı temlikname yapılması şartı konulmuştur.(3)

Alacakların devri suretiyle borç hesaplarının kapatılması: İşletmelerin zaman zaman alacaklarını, borçlu oldukları işletmelere temlik etmek suretiyle, alacak ve borçlarını nakit hareketi oluşturmadan kapattıkları görülmektedir.

Vergi Usul Kanunu uyarınca, Vergi Usul Kanunu genel tebliğlerinde mükelleflerin ticari işlemleri

ile nihai tüketicilerden mal veya hizmet bedeli olarak yapacakları TL’yi aşan tahsilat ve ödemelerini; banka, özel finans kurumlan veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü aracılığıyla yapmaları ve bu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik etmeleri zorunluluğuna ilişkin açıklamalar yapılmıştır.

Temlik edilen alacağın 8000YTL’nin üzerinde olması halinde tevsik işleminin nasıl yapılacağı konusunda İstanbul Defterdarlığının 10.03.2004 tarih ve B.07.4.DEF.0.34.20./Vergi Usul Kanunu -Madde.257- 3410 sayılı özelgesi mevcuttur. Bu özelgeye göre 8000 YTL’yi aşan alacakların (bu bedel güncellenmiş bir bedel değildir) Borçlar Kanunu’na göre düzenlenen temlik sözleşmesi ile bir başkasına devir edilmesi halinde söz konusu temlik sözleşmesinin noterde düzenlenmesi koşulu ile yapılacak borç ödemesinin banka, özel finans kurumu veya PTT aracı kılınmadan tevsik edilmesi (belgelendirilmesi) mümkün bulunmaktadır.

-Cezalı işleme muhatap kalınmaması açısından tutarın tevsik (belgelendirme) zorunluluğu kapsamına girmesi halinde, söz konusu özelge dikkate alınarak temliknamenin noterde düzenlenmesi uygun olacaktır. Temliknamenin noterde hazırlanması halinde damga vergisi notere ödenecektir.

İşlemin (belgenin noterde düzenlenmemesi sebebiyle) tevsik etme zorunluluğuna uymadığından bahisle taraflara, 1.390 YTL’den (Bu bedel de güncellenmiş bedel değildir) az olmamak üzere işleme konu tutarın yüzde 5’i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilebilir.

SORULAR VE CEVAPLAR:

İpotek hakkının temliki mümkün müdür? :

Her tür alacak hakkının temliki Türk Borçlar Kanunu 183. Maddesi gereğince mümkün olduğundan ipotek veya rehin hakkının da temliki mümkündür. Eğer yasal bir engel var ise zaten böyle bir temlik işlemi yapılamaz..

Diğer temlik işlemlerinde olduğu gibi bu tür işlemlerde de borçlunun onayının aranmasına ihtiyaç yoktur. B.K. 183 ve devam eden maddeleri buna imkan tanımıştır. İpotek hakkının temliki işlemi gerek noterlik dairelerinde gerekse ilgili tapu dairelerinde yapılabilir. İpotek hakkı güvence altına aldığı alacağa sıkı sıkıya bağlı bir Fer’i haktır. İpotek hakkının devri işleminin tapu dairesinde tescil edilmesine ihtiyaç yoktur. Yapılan temlik işlemi ile ipotek hakkı yeni alıcıya geçer.

Alacağın temliki işlemi fesh edilebilir mi veya temlik eden temliknamesinden rücu edebilir mi?

Temlik alan kişi işleme katılsın veya katılmasın alacak hakkı, temlikname işlemi yapıldığı andan itibaren bunu devir alan kişiye geçer. Temlik hakkını devir alan daha önce temlik edene ait olana alacak hakkını kesin olarak kazanır..

Artık temlik alacaklısının (temliki kabul edenin), bu alacak hakkı üzerinde dilediği biçimde tasarruf etme hakkı vardır...

Temlik eden kişinin ise bu aşamadan sonra temlik ettiği alacak üzerinde tasarruf etme hak ve yetkisi kalmaz, bu nedenle de alacağını devir eden kişinin bu alacağa dayalı olarak her hangi bir hukuki işlem yapması söz konusu değildir.

Temlikname işlemi yapıldığı andan itibaren hukuki sonuç doğuran bir işlemdir. Temlikname yapıldığı andan itibaren, temlik eden kişi yerine, alacaklı sıfatıyla temliki kabul eden kişi geçer.

Temlikname yapıldığı andan itibaren, kendisine temlik edilen alacak ile ilgili olarak temlik alacaklısı tarafından her türlü dava açma, takip yapma, temlik etme.. Ve sair işlemler yapılır.

Temlik borçlusu, temlikin yapıldığını öğrendiği andan itibaren borcunu (her hangi bir yasal kısıtlama olmadığı takdirde) temlik alana ödemek zorundadır. Bu nedenlerdir ki bir temlikname yapıldığı andan itibaren; temlik edenin, temlik ettiği alacak üzerinde hiçbir hakkı kalmadığından yapılan bu temliknameden dönmesi veya temliknameyi fesh etmesi söz konusu edilemez. Eğer böyle bir işlem yapılıyorsa bu işlemin adı yeni bir temliknamedir ve yeni bir temlikname yapılır gibi temlik bedeli üzerinden nisbi oranda noter harcı ve damga vergisi tahsil edilmesi gerekir.

Türk Ticaret Kanunu gereğince hamile yazılı hisse senetleri ile kıymetli evrakın devri işlemi nasıl olmalıdır:

Ana kural senet üzerindeki zilliyetliğin devridir. Türk Ticaret Kanunu (647/1)

Bundan başka emre yazılı senetlerde ciroya, nama yazılı senetlerde yazılı bir devir beyanına gerek vardır. (647/2)

Her poliçe açıkça emre yazılı olmasa da ciro ve zilliyetliğin geçirilmesi ile devir edilebilir. (Türk Ticaret Kanunu 681/1)

Ancak, Türk Ticaret Kanunu 681/2 gereğince; düzenleyen poliçeye “emre yazılı değildir” ibaresini veya aynı anlamı ifade eden bir kaydı koymuşsa, poliçe ancak alacağın temliki yoluyla devir edilebilir ve bu devir işlemi alacağın temlikinin hukuki sonuçlarını doğurur.

Türk Borçlar Kanunu Özel hükümlerin saklılığına yönelik düzenlemeyi 194. Maddesinde yapmıştır ve Türk Borçlar Kanununda yer alan bu düzenlemeye, Türk Ticaret Kanunu 645 ve devam eden maddeleri örnektir.

Noterlik dairelerinde yapılacak olan senetlerin temliki nasıl olacaktır:

Birden fazla senedin temlik işlemi yapılıyorsa; bu temliklerin aynı işlem içersinde yapılması mümkündür, ancak senetlerin tek, tek dökümü yapılmalı, senetlerin tanzim tarihi, vadesi, meblağı, borçlusu tek, tek belirtilmelidir. Senet borçlularının açık adreslerine ayrı, ayrı tebligat çıkartılmalı, nispi oranda alınacak olan noter harcının yanında, her tebliğden maktu oranda tebliğ harcı da alınmalıdır. Çünkü burada 492 Sayılı Harçlar Kanununun 46. Maddesinde düzenlenmiş olan birbiriyle ilgili işlerden bahsedilemez.

Türk Borçlar Kanunu 186 maddesi “borçluya bildirilmediği takdirde         ” diye devam ederken borçluya bildirim şartının olduğunu üstü kapalı olarak hüküm altına almıştır. Kanunun mefhumu muhalifinden anlaşılması gereken de budur. İlgili borçluya tebliğin kendisi tarafından yapılacağını beyan ediyor ise bu beyan temlikname içersine yazılmalıdır. Aksi takdirde tebliği yapmayan noterin hem hukuki hem de cezai sorumluluğu doğacaktır.

Dava konusunun devri:

Türk Borçlar Kanunu 183 ve devam eden maddelerine göre böyle bir alacağın devri işlemi hukuken mümkündür. Devir, davanın her aşamasında yapılabilir. Burada devir işlemine konu edilen dava olmayıp, dava konusudur. Dava konusunun devir edilebilmesi için de devir edilebilir bir hakkın olması gerekir. Davanın konusu bir alacak ise bu alacak hakkının temliki mümkündür.

Böyle bir temlikname yapıldığında işlem temliknameyi yapan noter tarafından kime gönderilecek, kime veya kimlere tebliğe çıkartılacaktır??: Bu durumda temlik işleminin davalıya gönderilmesi gerekir. Burada temlik borçlusu “davalıdır”. Davalı, davayı kaybederse ödemeyi, davacının temliki yaptığı 3. Kişiye yapacaktır.

Taraf veya taraflar bu temliknamenin dava dosyasına da tebliğe çıkartılmasını isteyebilirler, bu tebliğin yapılması zorunlu olmayıp, istek üzerine yapılmasında ise herhangi bir yasal engel yoktur..

ALACAĞIN DEVRİ İŞLEMLERİNDE NOTER HARCI VE DAMGA VERGİSİ TAHSİLATI NASIL YAPILACAKTIR:

Alacağın devri işlemlerinde ana kural; temlike konu edilen bedelin hiçbir tartışmaya yer vermeyecek biçimde açıkça belirlenmesidir.

492 sayılı Harçlar Kanunu (2) sayılı tarifenin 1/1 maddesi “muayyen bir meblağı ihtiva eden her tür senet, mukavelename ve kağıtlardan” nisbi oranda vergi alınmasını düzenler.

488 Sayılı Damga Vergisi Kanunu (1) sayılı tablosunun 1/A/l maddesinde ise belli parayı ihtiva eden kağıtlar belirtilmiş ve temliknameler de bu maddede sayılmıştır. Bu yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere Temlik bedeli üzerinden imza başına nisbi oranda noter harcı ve nisbi Damga Vergisi tahsil edilmesi gerekir.

Noterler tarafından yapılan alacağın devri işlemlerinde; tüm feriler de hesaplanmalı ve harç ve damga vergisi bu toplam meblağ üzerinden ve nisbi oranda alınmalıdır. Aksi takdirde daha sonra yapılan denetimlerde notere ferilerin neden matraha ilave edilmediği sorulmakta ve bu eksiklik nedeniyle harç ve damga vergisi noksanlığı çıkartılmaktadır. Bu nedenle de temlikname içersinde “ferileri de dahil olmak üzere         TL. temlik edilmiştir” biçiminde kayıt olmalıdır.

488 Sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı tablonun IV. Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar başlıklı bölümünün (23) numaralı fıkrasında “bankalar, yurtdışı kredi kuruluşları ve uluslar arası kurumlarca kullandırılacak kredilerin temini ve geri ödenmesi amacıyla düzenlenecek kağıtlar ile bu kağıtlar üzerine konulacak şerhlerin (kredilerin kullanımları hariç) damga vergisinden istisna edildiği” açıkça hükme bağlanmıştır.

492 Sayılı Harçlar Kanununun 123. Maddesinin son fıkrasında ise; “bankalarla, yurtdışı kredi kuruluşları ve uluslar arası kurumlarca kullandırılacak kredilerin temini ve bunların teminatları ile geri ödemelerine ilişkin işlemlerin harca tabi tutulmayacağı” hüküm altına alınmıştır.

Ancak bu tür işlemlerle ilgili olarak Damga Vergisinde yer alan istisna maddesinde (492 sayılı Harçlar Kanununda açıkça düzenlendiği halde) bu tür işlemlerin teminatlarının da Damga Vergisinden istisna edildiğine yönelik herhangi bir yasal düzenleme yoktur. Bu nedenle de 18. Seri nolu Damga Vergisi sirküleri 3. Maddesinde “Kredinin teminatına ilişkin damga vergisi ve harç istisnası uygulaması” başlıklı bölümünde söz konusu istisna kapsamında kullandırılan kredilerin teminatına ilişkin olarak düzenlenen işlemlere MÜNHASIRAN kullandırılan krediye ilişkin olmak kaydıyla, istisnanın uygulanması gerektiği” açıklanarak Damga Vergisi Kanununda yer almayan eksiklik bu şekilde giderilmiştir.

Bu yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere; kredi işlemleri ile kredi işlemlerinin teminatı olduğu işlem içeriğinden açıkça anlaşılan işlemlerden gerek Noter Harcı, gerekse Damga Vergisi tahsil edilmeyecektir. 16.10.2015

KAYNAKÇA:

Türk Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu , Türk Medeni Kanunu, HMK,

TNB Genelge ve genel yazıları, Sayıştay dergileri

 

İZMİR NOTER ODASI - 2015-2016

HUKUK KOMİSYONU ÇALIŞMASIDIR

Bu çalışma Hukuk Komisyonu Başkanı Emekli Noter Sayın Besalet TUFANYAZICI başkanlığında Turgutlu 3. Noteri Sayın Gülay SAĞLAM, Bodrum 8. Noteri Sayın Sevgül HANCI, Turgutlu 1. Noteri Sayın Tangül NÜZKET, İzmir 22. Noteri Sayın Resul CANKURTARAN, Kuyucak Noteri Sayın Ali Fehim KARAKURT, Kemalpaşa 2.Noteri Sayın İsmail IŞIK, Sarıgöl Noteri Sayın Filiz PUTİŞ, Köprübaşı Noteri Sayın Asuman KOCATÜRK, İzmir 33. Noteri Sayın Elvin KAĞNICI ve TNB Disiplin Kurulu Başkanı Karşıyaka 5. Noteri Sayın Şaban KÜTÜK 'ün ve komisyona katılan tüm komisyon üyelerinin katkıları ile hazırlanmıştır. Tüm meslektaşlarımıza katkılarından dolayı teşekkür ederiz. Saygılarımızla,

İZMİR NOTER ODASI YÖNETİM KURULU

BAŞKAN

TUNCAY ŞENEROL

MENEMEN 3. NOTERİ

 

ÜYE

A.BANU AYETOĞLU

ALİAĞA 3. NOTERİ

 

ÜYE

GÜLCAN HOLAT

İZMİR 29. NOTERİ